Engelli İstihdamıyla İlgili Düzenlemenin Torba Yasa’dan Çıkarılması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Ömer Dinçer, engellilerin istihdamıyla ilgili düzenlemenin torba yasadan çıkarılmasıyla engelliler adına çok önemli bir fırsatın kaçırıldığını savundu. AK Parti İstanbul Milletvekili Lokman Ayva ile şahsi bir problemi olmadığını belirten Dinçer, “Bunu bireysel bir husus olarak algılamak doğru değil” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’le AK Parti İstanbul Milletvekili Lokman Ayva’yı karşı karşıya getiren engellilerin istihdamına ilişkin düzenleme, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri devam eden Torba Yasa Tasarısı’ndan çıkarıldı. Birden fazla iş yeri bulunan iş verenlerin çalıştırmakla yükümlü olduğu özürlü sayısının, iş yerlerindeki toplam işçi sayısına göre hesaplanmasını öngören düzenlemenin tasarıdan çıkartılmasını AK Parti’nin görme engelli Milletvekili Ayva, ‘Türk filmi
gibi. Mutlu sonla bitti’ sözleriyle değerlendirmişti.
Meclis’te gazetecilerin konuyla ilgili sorularını cevaplayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, bu konunun üzerinde siyaset yapılan bir malzemeye dönüştüğünü belirterek, “Halbuki biz bunu aklı selimle çözmeliyiz. Meseleye soğukkanlılıkla bakmalıyız. Dolayısıyla amacımız özürlüye istihdam sağlamaksa o zaman özürlüye istihdamı nasıl artırırız diye konuşmalıyız. Eğer siz orada gerçeklikten koparak onun dışında bir konuşma yaparsanız o zaman sorunu tartışmış olmuyorsunuz. Başka bir şey yapmış
oluyorsunuz. O açıdan bakıldığında ben özürlüler adına çok önemli bir fırsatı kaçırdığımızı düşünüyorum” diye konuştu. ‘Bir burukluk var mı’ sorusu üzerine Dinçer, “Benim şahsi burukluğum değil bu. Biz bu memleketin sorununu çözmeye çalışıyoruz. Şahsi bir şey değil” diye konuştu.
‘Düzenlemenin tasarıdan çıkartılmasıyla özürlülere yeni iş imkanı kapısı kapandı mı’ sorusu üzerine Dinçer, mevcut kanunlarda öngörülen şartlarda engellilerin istihdamıyla ilgili gerekli tedbirleri almaya devam edeceklerini vurguladı.
Düzenlemenin tasarıdan çıkartılmasının ardından Lokman Ayva ile yaşadıkları duygusal anlara ilişkin soru üzerine Dinçer, bazı şeylerin konuşulmayacağını belirterek, Başbakanlık Müsteşarlığı döneminden itibaren engellilerin sosyal hayata katılmasıyla ilgili pek çok tedbirin arkasındaki insanlardan biri olduğunu dile getirdi. Dinçer şöyle konuştu:
“Siz özürlülerle ilgili sorunu çözmeye adım atıyorsunuz. Bu adımı attığınızda eğer haksız bir şekilde ayrımcılıkla itham edilirseniz üzülürsünüz. Normal şartlarda işin gerçeği konuşulmuş olsaydı, kamuoyu işin doğrusunu öğrenecekti. Siz bu düzenlemede hem özürlüler için yeni istihdam alanları yaratacaksınız, hem işadamlarının özürlü istihdamını kolaylaştıran tedbirler alacaksınız, hem de dışarıdan, birilerinin yanlış bilgilendirmesiyle ayrımcılık yaptığınıza dair bir suçlamaya maruz kalacaksınız. Bu çok
adil olmazdı zannediyorum.”
Çalışma Bakanı olmadan önce kamu idaresinde engelli kontenjanı açığının 42 bin civarında olduğunu hatırlatan Dinçer, göreve geldikten sonra ilk aldığı tedbirden birinin özürlü istihdamıyla ilgili olduğunu vurguladı. Özel sektöre gidip nasıl ‘niçin özürlü çalıştırmıyorsunuz’ diye soruluyorsa, kamu idarelerine de bu soruyu sormaya başladığını ifade eden Dinçer, 1.5 yıllık süre içinde yaklaşık 14 bin 500 kamu idaresinde özürlü istihdamını sağladıklarını anlattı. Sürecin hala devam ettiğini kaydeden Dinçer,
mevcut 28 bin kontenjanı doldurana kadar da bu işin takibini yapacağını ifade etti. Dinçer, “Mevcut tedbirleriniz özürlülerin istihdamını çözmüyorsa, geleceğe yönelik projeksiyonlarınız yetersizse yapmanız gereken nedir? Sadece günü değil, geleceğe yönelik de tedbir almalıyız. Bu düzenleme bu anlamda çok önemli bir adımdı. Ben, bu ülkenin geleceğe yönelik potansiyelini harekete geçirmek üzere bir adım atmaya çabalıyorum. Hayırlı olacağını da düşünüyorum” diye konuştu.
Dinçer, bu konuda Lokman Ayva ile görüşüp görüşmediklerinin sorulması üzerine şunları söyledi:
“Bizim Lokman Beyle tanışıklığımız milletvekilliğine dayanmaz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde biz Lokman’la aynı yerde çalıştık. Bireysel bir husus olarak bunu algılamanız hiç doğru değil. Hem Lokman’ın, hem benim, bir milletvekilinin, bir Bakan’ın veya iktidar partisinin, muhalefet partisinin bu çabalarını eğer siz kişiselleştirirseniz soruna doğru bakmamış olursunuz. Biz bu ülkede varolan sorunları hep birlikte çözmeye, daha iyi çözümler üretmeye çalışıyoruz. Bu arada tabi ki birbirimizden farklı
düşüneceğiz. O açıdan bakıldığında asla benim şahsi bir şeyim olmaz. Lokman, defalarca bunun şahsi olmadığını ifade etti. Biz birbirimizi seviyoruz dedim. Birbirimize bu kadar nazlanabiliriz. Siz o kadarına kafa yormayın. Ben ayrımcılığa yönelik eleştirileri haksız gördüm. Bu haksızlığa tepki gösterdim.”
Dinçer, ‘Düzenlemenin tasarıdan tamamen çıkartılması gerekiyor muydu’ sorusuna, “Gerekiyordu evet. Bu kanun terazinin bir kefesinde işadamlarına yeni mükellefiyetler yüklüyordu, öbür kefesinde ise onların işini kolaylaştıran düzenlemeler vardı. Eğer işin kolaylaştıran kısmını kanundan çıkarıp mükellefiyet getiren kısmını koysaydık bu kez de sektöre bir haksızlık yapılmış olacaktı. Bu haksızlık, işadamının kaldıramayacağı bir haksızlık olabilirdi. O nedenle bu maddenin tümüyle çekilmesini talep eden de
ben oldum” karşılığını verdi.
Bakan Dinçer, bir soru üzerine komisyonda slikozis hastası işçilerle ilgili yapılan düzenleme hakkında da bilgi verdi. Slikozis hastalarıyla ilgili bir düzenlemenin, bu hastaların sorunun çözecek bir düzenleme olduğunu ifade eden Dinçer, Türkiye’deki slikozis hastalarının, bu düzenlemeyle sorunları çözülen hastalardan ibaret olmadığını, Türkiye’de daha fazla sayıda slikozis hastası bulunduğunu belirtti. Kayıtlı çalışan işçilerin slikozis hastalığına maruz kaldıklarında zaten hukuken malulen emekli olma
hakkına sahip olduklarını hatırlatan Dinçer şöyle konuştu:
“Kot kumlama işinde, maden ocaklarında, cam sektöründe slikozis hastalığı, meslek hastalığı olarak ortaya çıkabiliyor. Bu arkadaşlarımızın sorunu ise vaktiyle kayıt dışı çalışmalarından kaynaklanıyor. Kayıt dışı çalıştılar, herhangi bir sosyal güvenliğe tabi tutulmadılar, belki o dönemde hastalanacaklarını düşünmedikleri için kayıt dışı çalışmaya razı da oldular. Daha sonra bunlar mahkemeye müracaat etseler bile çalıştıklarını ispat edemedikleri için emekli olma hakkına da sahip olamadılar. Burada çok
önemli bir düzenleme yapıldı. Mevcut slikozis hastalarının hastalıklarını, çalıştıklarına karine olarak kabul ettik. Sonra da onun üzerinden onlara bir sosyal güvenlik hakkı verdik. Slikozis hastalığını da 3 kategoriye ayırdık. Yüzde 40-60 arasında olanlara 430 lira, yüzde 60 ile 80 arasında olanlara 500 lira, daha yukarısında olanlara ise 600 lira civarında maaş bağlanacak. Düzenli olarak bu maaşı alacaklar. Vefat ederlerse eşleri ve çocukları bu maaşı almaya devam edecekler. Ülkemizde çok müzminleşmiş
bir sorunu çözdük. Mevcut hastalar 3 ay içinde bize rahatlıkla müracaat edebilirler.”

Yorum yapın