Hemoroid Ameliyatından Korkmayın!

Bayındır Hastanesi Kavaklıdere Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ayhan Keskin, makat bölgesindeki damarların genişlemesi nedeniyle ortaya çıkan hemoroid ve benzeri hastalıkların tedavisinin ne kadar erken evrede yapılırsa kişinin ameliyat sonrası o kadar rahat olacağını söyledi.

Hemoroid dokusunun, anüste bulunan damar ve destek dokusu karışımı yastıkçıklar olduğunu, anüsten kalın barsağa geçişi sınırlayan çizgini, dışında olanlara dış, içinde olanlara iç hemoroid adı verildiği bilgisini veren Keskin, “Ikınma, ayakta durma, ağır kaldırma gibi sebeplerle bu yastıkçıklar kanla dolar ve çogunlukla büyük abdest yapma sırasında verilen küçük hasarlar, kanamaya neden olur.

Sürekli kabızlık, ıkınma süresinin uzaması, karın içi basıncını artıran sebepler ( ağır kaldırma, gebelik gibi ) dokuların aşağı doğru sarkmasına, kanlanmanın artmasına ve hemoroid dokusunun bozulmasına neden olur” diye konuştu.

İç hemoroidlerin kanamaya sebep olduklarını, dokunun aşağıya doğru sarktığını, ancak ağrı yapmadıklarına dikkat çeken Keskin, bunların 4 derecede değerlendirildiğini söyledi. Keskin, şunları kaydetti : ” Birinci derece, sadece kanama yapar, İkinci derece, kanar, ıkınmayla dışarı sarkar, kendiliğinden geri girer, üçüncü derece, kanar, dışarı sarkar elle içeri itilebilir, dördüncü derece kanar, dışarı çıkan şişlik, elle de içeri itilemez”

Dış hemoroidlerin, anüs derisi altında giderek genişlediğini ve deri çıkıntısı oluşturduğunu belirten Keskin, bunların kanamaya neden olduklarını ancak içerisinde pıhtı nedeniyle tıkanıklık olmuşsa ağrı yaptıklarını bildirdi.

Hemoroid bulgularının belirgin olduğunu, ancak bu bölgede görülen başka hastalıkların benzer belirtileri nedeniyle, hemoroid sanılarak, tanıda yanılınmaması gerektiği üzerinde duran Keskin, “Örneğin, dışkılama sonrası ağrı anal fissürde, kanala karışık dışkılama barsak tümörlerinde, sürekli ıslaklık bazı cilt hastalıklarında da görülebilir ve bu örnekler çoğaltılabilir. Bu yanılgıyı, yapılacak endoskopik incelemeler ve çekilecek filmler önleyebilir” dedi.

İlerlemiş hemoroidlerin tedavisinin cerrahi olduğunu ifade eden Keskin, birinci ve ikinci derece hemoroidlerde görülen kanama için ilaç tedavisinin uygulanabileceğini söyledi. Keskin, özellikle lifli gıdalar tüketilmesini, ıkınmadan kaçınılmasını, egzersiz yapılmasını ve bol sıvı tüketimini önerdi.

Hemoroidin çıkarılmasının üçüncü ve dördüncü derece hemoroidlere uygulandığını açıklayan Keskin, bu ameliyat için lazer, bistüri, makas, koter, ligasure ile kesmek gibi birçok değişik yöntemin kullanıldığını, damarın yatağından çıkarıldıktan sonra dikiş ile burasının kapatıldığını söyledi.

Hemoroid ameliyatlarının, lokal anestezi, genel anestezi ya da belden iğne yapılarak spinal anestezi ile uygulanabildiğini kaydeden Keskin, “Ameliyatın süresi oldukça kısadır ve genel anestezi ile yapılsa bile, hasta aynı gün evine yollanarak, günübirlik cerrahi şeklinde yaygın olarak uygulanmaktadır. Ameliyat sonrası uygun ağrı kesiciler ve yumuşatıcı önlemlerle ameliyat sonrası sıkıntılar azaltılabilmektedir” dedi.

Yorum yapın